Uzmanlar altında yatan bilimi açıklıyor...
Çoğu insan yapması gereken işleri ertelemekte, hatta bazılarımız bunu kronik olarak uzun sürelerdir yapmakta. Peki bunu neden yapıyoruz? Ertelemenin önüne geçecek bir yol var mı? Bu alışkanlığın üzerimizde bir yararı var mı? Bu yazımızda erteleme alışkanlığının altında yatan bilimi keşfedeceğiz: Beynimizde neler oluyor? Zihnimizde neler oluyor? Bu düzeltilebilir mi?
Herkes hayatının bir noktasında bir işini sonraya ertelemekte. Bazen faturaları ödemek, doktor randevusu almak, okul projesini bitirmek veya tamamlama süresi gelmiş iş sorumluluklarını yerine getirmek gibi yapmaktan çok zevk almadığımız önemli işleri başka bir zamana ertelemek çok daha kolay gelmekte.
Çoğumuz için işlerimizi ertelemek arada sırada yaptığımız bir durumken bazı insanlar için bu durum devamlılık gösteren bir sıkıntı olarak ortaya çıkmaktadır. Yüksek seviyelerdeki iş ertelemenin, çalışma sürelerinin ve mali kazancın üzerinde negatif etkileri olduğu çalışmalarla desteklense de Amerika’daki yetişkinlerin yaklaşık % 20’sinin kronik iş erteleyici olduğu saptanmıştır.
Yapılan çalışmalarda Amerika’daki üniversite öğrencilerinin % 75’inde iş ertelemenin bir alışkanlık haline geldiği ve bunun sonucunda ise kişilerde duygusal stres, anksiyete ve uyku problemleri ortaya çıktığı görülmektedir.
Peki neden bazı insanlar diğerlerinden daha fazla işlerini erteliyor? Sorumlulukları ertelemek psikolojik bir sorun mu? İşlerimizi ertelemenin her hangi bir pozitif yararı var mı yoksa bırakmamız gereken negatif bir alışkanlık mı?
BEYNİMİZDE NELER OLUYOR?
Çocuk, Ergen ve Erişkinlerde depresyon ve anksiyete tedavisi üzerinde uzmanlaşmış Sharon Greene’e göre iş erteleme, kişinin limbik sistemi ve prefrontal korteksi arasındaki çatışmadan çıkmaktadır.
“Limbik sisteminiz, beynin evrimsel olarak daha eski bir bölümü olup otomatik olarak zevke ulaşmayı arar ve / veya strese sebep olan şeylerden uzak durmayı sağlar. Prefrontal korteksiniz ise, beynin daha yeni bir bölümü olup plan yapma, karar verme ve uzun dönemli hedef süreçlerinde yardımcı olmaktadır. Hepimiz beynimizde yer alan bu yapıların arasındaki savaş sebebiyle iş ertelemeye maruz kalmaktayız.”
Psikolog Dr. Bill Hudenko yapılan bir çalışmaya atıfta bulunarak, işlerini sıklıkla erteleyen bireylerde, duygulardan, özellikle de negatif olanlardan, sorumlu beyin bölümü olan amigdalanın diğer bireylere göre daha büyük olduğundan bahsetmektedir.
“Araştırmacılar ayrıca, iş erteleyicilerinin – bilgiyi özümseyen ve karar verme sürecinde yer alan beyin bölgesi olan- dorsal anterior singulat kortex ile daha az miktarda işlevsel bağlantıya sahip olduğunu göstermişlerdir. Düşündüğümüzün aksine, bu çalışma iş ertelemenin basit bir süreç olmadığını ve beynin sadece tek bir bölgesiyle alakalı olmadığını göstermiştir.”
Paris Beyin Enstitüsü tarafından Eylül 2022 tarihinde gerçekleştirilen çalışmada, iş erteleme kararının anterior singulat kortex bölgesinde verildiğini ortaya atıldı. Aynı zamanda çalışmacılar, kişinin iş ertelemeye eğilimi olup olmadığını tahmin edebilecek bir algoritma geliştirdiler.
ANKSİYETE VE İŞ ERTELEME
Psikiyatrist Dr. Alex Wills, kişilerin tecrübe ettiği farklı sorunların beyni etkileyerek iş ertelemeye sebebiyet vereceğini dile getirmektedir.
“Anksiyete Bozukluğu vakalarında, kişi – korku, umutsuzluk, mükemmeliyetçilik veya ‘analiz paralizi (fazla analiz sebebiyet hareketsizlik kalmak / bir şey yapamamak)’ v.b.- amigdalada oluşan yüksek aktivite sebebiyle paralize olur iş yapamaz hale gelir. Depresyon yaşayan hastalarda, çaresizlik veya kuşku hissettiklerinde beyinde bilginin işlenme süresi çok yavaşlıyor olabilir.”
Bunun dışında, Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (ADHD) hakkında da yorumda bulunan Dr. Wills sözlerine şu şekilde devam ediyor:
“ADHD vakalarında; Prefrontal Korteks’e Dopamin hormonu iletiminde bir eksiklik sebepli, hastalarda nörolojik bir bilişsel (idrak etme) odaklanma sorunu olabilir. Bunun sonucu olarak da kişi, iş işten geçene kadar yaklaşmaktaki iş bitirme tarihinden masum bir şekilde habersiz olabilir.”
İŞ ERTELEME ZİHİNSEL BİR SAĞLIK SORUNU MU?
Dr. Hudenko’ya göre iş erteleme tek başına bir zihinsel bir hastalık değil ancak kişide devamlılık haline geldiğinde sorun yaratacak bir davranışa dönüşebileceğini ve bunun sonucunda da kişide yoğun bir stres yaratacağını ekliyor.
“Bir kişi anksiyete bozukluğu sebepli bir iş erteleme sorunu yaşıyorsa bunun dışında zaten anksiyete nedeniyle farklı sorunlar da yaşamaktadır. İş ertelemeye sebep olan altta yatan anksiyeteyi tedavi ederek kişinin önemli görevlerden kaçmasının önüne geçilebileceği gibi hayatının diğer noktalarında da iyileşme sağlayabiliriz. “
Dr. Wills bu konuya şöyle bir ekleme yapıyor:
“İş erteleme, bağımlılık eğilimlerini göstergesi olarak da ortaya çıkabiliyor – Kişi önemli bir işi son dakika bitirerek günü felaketten kurtarma hazzını yaşar.”
İŞ ERTELEMENİN BİZE HİÇ Mİ FAYDASI YOK?
Toplum genelinde iş erteleme, negatif bir alışkanlık olarak görülüyor. Peki hiç mi pozitif bir yanı yok?
Dr. Hudenkoya göre kişi, bunu yaptığını fark etmeden birçok vakada iş erteleyerek kendi yararına davranmaktadır.
“İş erteleme, kişinin hayatındaki neşe getiren tarafları önceliği haline getirmesine yardımcı olmaktadır. Sonuç olarak yapılacaklar listenizdeki o projedense gidip o tenis maçını yapmanız muhtemelen zihin sağlınıza çok daha iyi gelecektir. Üstelik projeden kendimizi biraz uzaklaştırdıktan sonra işe daha fazla enerjiyle ve yeni bakış açılarıyla dönmüş oluruz.”
Dr. Wills’e göre iş ertelemeye sadece “negatif” veya zihin hastalıklarının bir “semptomu” olarak bakmak dar görüşlü bir bakış açısı.
“Kitabım Give a F*ck, Actually’de sözüm ona “negatif” duyguları göklere çıkardım çünkü bu duygulara nasıl diye sormak bize yardım edebilir. ‘İşleri ertelemem, duygusal gerçekliğimde bana ne öğretiyor’ diye kendimize sorabiliriz.”
İŞLERİ ERTELEMENİN NASIL ÖNÜNE GEÇİLİR?
Greene, iş ertelemeyi durdurmak isteyenlere bu alışkanlıklarını yapmaya başladıklarını fark ettikleri anda “kaseti başa sarmayı” öneriyor.
“Basitçe; en son bir işi ertelediğimizde bir görevi son anda bitirmenin yaşattığı o stresi, bitkinlik hissini, zamanında yetiştirememe ihtimalini veya vasat bir iş çıkarma riskini zihnimizde canlandırabiliriz. Bazı insanlarda bu negatif hatırlatma işlerine başlamaya yeterli olmaktadır.”
Greene ayrıca işin her adımında kişinin kendisini ödüllendirmesinin de sürece yardımcı olduğunu düşünmektedir.
Doğru bir şekilde belirlendiğinde iş bitirme tarihi koymak da iş ertelemenin önüne geçmek için yardımcı bir taktik olarak önümüze çıkıyor. Dr. Stephen Knowles ve ekibi tarafından Kasım 2021 tarihinde yapılan bir çalışmaya göre, insanlar hiç iş bitirme tarihi belirlenmediğinde veya 1 haftalık bir iş bitirme tarihi belirlendiğinde 1 aylık iş bitirme tarihine göre görevlerini daha çok oranda tamamlamaktadır.
“Bir önceki çalışmada gördüğümüz, yararımıza olan bir görevde – mesela ay sonunda harcama fişlerinin ödemesini almak – iş bitirme tarihi ne kadar uzunsa cevap oranı da o kadar düşük olurdu. Yani bu bilgiye göre iş bitirme tarihi koymadığımız takdirde en düşük göreve cevap oranını almamız gerekir.”
“Kendi çalışmamızda ise başkaları için yararlı olan görevlerin üzerine yoğunlaştık – bir anket tamamlamak, yardım bağışında bulunmak. Kendi çalışma bağlamımızda, insanlara bir aylık bir bitirme süresi vermenin onlara zamanı istedikleri gibi kullanma izni verirken bitirme tarihi koymamanın işi daha acil olarak görülmesine sebep olduğu düşüncesindeyiz.”
Bulgulara dayanarak Dr. Knowles, iş ertelemeye daha yatkın kişilerinin uzun süreler yerine iş bitirme için daha kısa süreler belirlemesini önermektedir.
“ Eğer başkası için bir iş bitirme tarihi belirleyeceksek ya süreyi kısa tutmalıyız ya da hiç bitirme tarihinden bahsetmemeliyiz.”
Dr. Hudenkoya göre eğer iş ertelemenin altında yatan sebep işin çok fazla zaman almasıysa “bölümlere ayırma” metodu denenebilir.
“ Görevleri baş edebileceğimiz parçalara ayırıp zamanla parça parça bitirmeyi deneyin. Örnek vermek gerekirse yoğun ve bunaltıcı hissettiren tüm evi temizlemek yerine bugün sadece lavaboyu temizlemeye odaklanın ve yarın yerleri silin. Görevi parçalar halinde tamamladığımız zaman kendimize işin kafamızda büyüttüğümüz kadar kötü olmadığını kanıtladığımız için tüm işi bitirmek daha kolay hale gelecektir.”
Dr. Ali Can Ünlü